Bir tür psikiyatrik rahatsızlık olan Panik Bozukluk, tekrarlayan ve beklenmedik panik ataklarla karakterize olan bir tür ruhsal rahatsızlıktır. Panik ataklar, aniden ortaya çıkan şiddetli korku, kaygı veya rahatsızlık duygularıyla birlikte bedensel belirtilerle birlikte görülür. Bu belirtiler arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, titreme, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve bayılma hissi bulunabilir. Panik bozukluğu olan kişiler, panik ataklarını tekrar yaşama korkusuyla sürekli endişe içinde olabilirler. Bu durum da genellikle panik bozukluk yaşayan kişileri sosyal hayatları başta olmak üzere zora sokar.
İçindekiler
Panik Bozukluğu Neden Olur?
Panik bozukluğun nedenleri tam olarak bilinmese de birçok ruhsal rahatsızlık gibi burada da genetik, çevresel ve psikolojik etkilerin varlığından bahsetmek mümkündür. Ailesinde panik bozukluğu öyküsü olan bireylerde panik bozukluk vb. hastalıkların daha sık gözlemlendiği bilinmektedir. Bu durum bize panik bozukluğun genetik faktörlere bağlı olabileceğini göstermektedir. Yine aynı şekilde örneğin küçükken ne zaman annesinden ayrılmak zorunda kalsa veya evden dışarı çıkmak zorunda kalsa annesinin yüz ifadesinin kaygılı bir hal aldığını gözlemleyen bir çocukta ileriki yaşlarda panik bozukluğu belirtileri görmek fazlasıyla muhtemeldir. Burada küçük yaştaki çocuğun zihninde ‘’Aman Allah’ım! Bu dünya annemin bu kadar kaygılanmasına neden olacak kadar korkunç bir yer demek.’’ Gibi bir düşünce belirebilir. Bu durum da bize panik bozukluğun psikolojik etkilerle gelişebileceğine, bazı korkular gibi ruhsal bozuklukların da sosyal öğrenme ile öğrenebileceğine dair kanıtlar sunar. Ayrıca birkaç araştırmaya göre beyindeki kimyasal dengesizlikler de panik bozukluğa neden olabilmektedir.
Aynı zamanda çocukluk döneminde yaşanan travmalar, olumsuz duygulara olan yatkınlık, obsesif kompulsif bozukluk (OKB), cinsel istismarlar kesin olarak bilinmese de panik bozukluğa neden olabilecek faktörler arasındadır.
Panik Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Her bireyde sıklığı ve şiddeti farklı olarak birçok panik bozukluk belirtisi mevcuttur. Fakat genel olarak görülen birçok belirti vardır. Bu belirtilerin başında panik ataklar gelir. Günlük hayatta panik bozukluktan ziyade adını duyduğumuz panik atak, her ne kadar öyle olduğu sanılsa da aynı panik bozuklukla aynı anlama gelmez. Aslında panik atak bir panik bozukluğu belirtisidir. Panik bozukluğun ana belirtisi olan panik ataklar, güçlü rahatsızlık duygusuyla bedeni saran, kişide yoğun korku ve endişeye neden olarak bedensel tepkilerle kendini belli eder. Panik ataklar tekrarlayıcı ve beklenmediktir. Kişi atakların ne zaman geleceğinden emin olamadığı için ataklara karşı olası önlemler almaya çalışarak bütün hayatını kısıtlayıcı davranışlar sergilemeye, sosyal hayattan kesilmeye başlayabilir.
Ataklar sırasında kalp çarpıntısı ve nabzının hızlı attığını hisseden bireyler, aynı zamanda boğulacakmış gibi bir hisse kapılabilir ve nefes darlığı yaşayabilirler. Bu durum panik atak sırasında yaşanan en belirgin özelliklerden biridir. Bunun yanında kişi atak sırasında terleme, titreme göğüs ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı ve üşüme gibi bir dizi tıbbi semptom da sergileyebilir.
Panik atakların bir diğer özelliği ise kişilerin atak yaşanırken kontrol kaybı yaşaması ve
gerçeklikten kopma durumu yaşamasıdır. Kişi bu ataklar sırasında kendine hâkim olamayarak çok absürt sayılabilecek irrasyonel korkulara kapılabilir. Ataklar sırasında bu gibi durumların yaşanması oldukça olağandır.
Panik Bozukluğu Tanısı Almak
Panik bozukluk yaşayan bireyler için en sancılı süreç belki de tanı almadan önceki dönemdir. Çünkü kişiler tanı alıncaya kadar birçok kez panik atak geçirirler ve yoğun endişeyle belki hastaneye bile kaldırırlar. Fakat atakların başlarında ne yazık ki doktorlar bir sakinleştiriciyle bireyleri evlerine gönderir ve ‘’Hiçbir şeyiniz yok.’’ Ya da ‘’Bu sıralar yoğun stres yaşadığınız için’’ Gibi cümlelerle onları telkin eder. Bu belirsizlik durumu bireylerin daha fazla kaygı yaşamalarına neden olur çünkü ne olduğu ne zaman olduğu bilinmeyen bu ‘’şey’’ onlar için bir tehdit haline gelir. Her şey çok normalken atakların geleceğine dair endişe duyar ve panik atakların yaşanmasına neden olurlar. Bu duruma ‘’beklenti anksiyetesi’’ denir. Atak geçirdikleri sırada öleceklerini, kendilerini kontrol edemeyip insanlara zarar verebileceği düşüncesiyle savaşırlar ve bu düşünceler zaten yeterince kaygılı zihinlerini tabiri caizse sisten önünü göremez hale getirir. İnsan bilmediği şeyden korkar sözünün doğruluğu işte burada devreye girer. Panik Bozukluk tanısı alan insanlar bundan sonraki süreç için daha farkındalıklı bir yol izleyeceğinden iyileşme daha kolay bir hal alabilir.
Agorafobi Nedir?
Panik atak yaşayan birçok birey atakların geleceğini düşündüğü yerlerden kaçınmaya başlarlar. Örneğin, daha önce okul bahçesinde yürürken panik atak yaşayan bir bireyin daha sonra yine okul bahçesinde panik atak yaşayacağım korkusuyla o yere bir daha gitmemesi agorafobi olarak adlandırılır.
Panik Bozukluk Tedavisi Nasıldır?
Bir psikiyatrik rahatsızlık olduğundan panik bozukluk tedavisinde birçok ilaç tedavisi mümkündür. Fakat ilaç yanında psikolojik destek almak da oldukça önemli bir faktördür. Sadece ilaç tedavisiyle bu rahatsızlıktan kurtulmayı çabalayan insanlar ilaçların dozu düştükçe veya ilacı bırakmaya başladıkça ‘’acaba tekrar atak geçirir miyim’’ gibi endişelere kapılarak tekrar regresyon yaşanmasına neden olabilir. Bu gibi durumlar için psikolojik destek almak oldukça önemlidir çünkü panik bozukluk terapisi alan bireyde amaç onun yanlış olan, kaygısını ve stresini arttıracak düşünce kalıplarını düzenlemektir. Bu şekilde yanlış düşünce kalıplarının neden olduğu kaygılar azaldığında kişi ilacını bırakacağı zaman ‘’acaba yine ataklarım başlayacak mı?’’ gibi bir endişeye kapılmayacaktır. Çünkü terapide aslında zararsız olan panik atak belirtileri hakkındaki yanlış düşünme kalıpları değiştirilmiştir. Hatta agorafobi gibi durumlar için terapide atağın tekrar nüksedeceği yere aşamalı olarak alıştırılarak kişinin korkularının üstüne gitmesi ve sonuç olarak agorafobisi yenmesi planlanmıştır.
Kısacası, birçok psikiyatrik rahatsızlıkta olduğu gibi panik bozukluk tedavisi için de ilaç
tedavisinin yanında psikolojik destek almak hem sürecin hızlanmasına hem de alınan tedavinin daha kalıcı olmasına yardımcı olabilir. İlaç tedavisi, panik atakların semptomlarını hafifletmeye ve kontrol altına almaya yardımcı olabilirken, psikolojik destek terapisi, kişinin ataklarla başa
çıkma becerilerini geliştirmesine ve stresle daha etkili bir şekilde başa çıkmasına yardımcı olabilir. Birlikte kullanıldığında, bu tedavi yaklaşımları panik bozukluğu olan kişilerin yaşam kalitesini artırabilir ve semptomların nüksetme riskini azaltabilir.
Panik Bozukluk Tedavisinde Hangi Terapi Ekolleri Kullanılabilir?
Panik bozukluğu tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), yaygın olarak kullanılan etkili bir terapi yöntemidir. BDT, bireyin panik ataklarını tetikleyen düşünce kalıplarını tanımlamasına, sorgulamasına ve değiştirmesine odaklanır. Terapi sürecinde, birey, olumsuz ve gerçek olmayan düşüncelerini belirleyip bunları daha gerçekçi ve olumlu düşüncelerle değiştirmeyi öğrenir.
Ayrıca terapi sürecinde, panik ataklarını tetikleyen durumlarla başa çıkma becerilerini geliştirmek ve endişe düzeyini azaltmak için bazı stratejiler ve teknikler de öğretilir. BDT, panik bozukluğu semptomlarını yönetmeye yardımcı olurken, kişinin günlük yaşamında daha sağlıklı bir işlevsellik elde etmesine destek olur.
Panik bozuklukta şema terapisi, bireyin temel inançlarını ve geçmiş yaşam deneyimlerini tanımlamasına ve sorgulamasına odaklanan bir terapi yaklaşımıdır. Bu terapi, kişinin panik ataklarını tetikleyen altta yatan şemaları belirlemesine ve değiştirmesine yardımcı olur. Terapi sürecinde, kişi, olumsuz ve işlevsiz şemalarını tanımlayarak, bu şemaları daha sağlıklı ve uygun olanlarla değiştirmeyi öğrenir. Ayrıca, geçmiş travmatik deneyimlerin ve yaşam deneyimlerinin etkilerini anlamak ve bu deneyimlerle başa çıkma stratejileri geliştirmek de terapinin bir parçasıdır. Şema terapisi, panik bozukluğu olan bireylerin daha derin ve kalıcı değişimler yapmalarına yardımcı olabilir, bu da semptomların yönetiminde ve yaşam kalitesinin artırılmasında etkili olabilir.
Panik bozuklukta EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) tedavisi, travmatik deneyimlerin işlenmesi ve semptomların azaltılması için en etkili terapi yöntemlerinden biridir. Bu terapi, kişinin panik ataklarına neden olan travmatik olayları işlemesine ve bunlarla başa çıkmasına yardımcı olur. Terapi sürecinde, kişi, göz hareketlerinin eşlik ettiği uyarıcılarla belirli hatıraları yeniden zihinsel olarak yaşar. Bu süreç, kişinin travmatik olayları daha sağlıklı bir şekilde işlemesine ve semptomların azalmasına yardımcı olur. EMDR, panik bozukluğu olan bireylerde anksiyete düzeyini azaltabilir, yaşam kalitesini artırabilir ve travmatik deneyimlerin etkilerini hafifletebilir. Fakat belirtilmelidir ki bu terapi türü,
bireyselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir ve uzman bir terapist eşliğinde yürütülmelidir.
Panik Bozukluktan Kurtulmak
Panik bozukluk, sık sık göz ardı edilebilen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Bu durum, hayatlarını kontrol altına almaya çalışan bireyler için ciddi zorluklar ve acılarla dolu deneyimlere neden olabilir. Ancak tedavi seçenekleri, panik atakları kontrol altına almayı ve yaşam kalitesini iyileştirmeyi mümkün kılar. Bilişsel davranışçı terapi, şema terapisi ve EMDR gibi terapi ekolleri, bu rahatsızlığa etkili çözümler sunarak bireylere kaybettikleri
işlevselliği ve özledikleri sosyal hayatı geri kazandırabilir. İlaç tedavisi ile psikolojik destek almak, bireyin ataklarla başa çıkma becerilerini artırırken semptomları hafifletmeye de yardımcı olur. Unutulmamalıdır ki, her insan ortalama 1-2 kez panik atak geçirebilir fakat ne zaman ki atakların sıklığı ve şiddeti ciddi bir boyut alır ve günlük yaşamımızda sorunlara neden olmaya başlarsa o zaman panik bozukluktan bahsedebiliriz. Ve yine unutulmamalıdır ki her bireyin tedavi süreci farklıdır ve kişiselleştirilmiş bir yaklaşım en etkili sonuçlara ulaşmamızı sağlar.
Panik bozukluk, doğru destek ve tedavi ile yönetilebilir bir rahatsızlıktır ve bu mücadelede bireyler yalnız değildir.