Bağımlılık Nedir? 

Bağımlılığı kısaca bir nesneye veya kişiye psikolojik veya fiziksel olarak karşı duyulan bastırılamaz istek olarak tanımlayabiliriz. Fakat bağımlılığın ne olduğu kadar ne olmadığı da önemlidir. Bağımlılık, bir kişinin veya nesnenin kontrolsüz bir şekilde kullanılması veya tüketilmesiyle ortaya çıkan bir durumdur. Ancak bazı durumlar, sık kullanım veya ilgi göstermeyle bağımlılık olarak tanımlanamaz. Örneğin, bir hobiyi ya da bir aktiviteyi severek ve düzenli olarak yapmak, bağımlılık olarak değerlendirilmez. Bağımlılık, kişinin normal işlevselliğini, ilişkilerini veya sağlığını ciddi şekilde etkileyen bir zorunluluk haline gelir. Örneğin, bir maddeye karşı fiziksel veya psikolojik bağımlılık geliştirilmesi veya bir ilişkide kişinin partnerine aşırı bağımlı hale gelmesi gibi durumlar, bağımlılık olarak kabul edilir. Dolayısıyla, bağımlılık tanımında kontrolsüzlük, zararlı etkiler ve işlevsellik kaybı gibi unsurlar da dikkate alınmalıdır. 

Bağımlılık Türleri Nelerdir? 

Bağımlılığın hem psikolojik hem de fiziksel yönleri vardır. Karmaşık bir durum olan bağımlılığın psikolojik boyutu, bireylerin belirli bir maddeye veya davranışa karşı güçlü bir arzu veya istek geliştirmesini ifade eder. Bu, bağımlılığın temelini oluşturur ve kişinin madde kullanımını veya belirli bir davranışı sürdürme motivasyonunu içerir. Duygusal açıdan, kişi bağımlılık yoluyla stresle başa çıkma, mutluluk arayışı veya kaçış ihtiyacı gibi psikolojik ihtiyaçları tatmin etmeye çalışabilir. 

Fiziksel boyut ise vücudun maddeye uyum sağlaması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan semptomları içerir. Uzun süreli kullanım, toleransın artmasına ve bağımlılığın olumsuz etkilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bağımlılığın fiziksel boyutuna verilebilecek en net örnek, bireylerin maddeyi bırakma girişimlerinde yaşadığı yoksunluk semptomlarıdır. Maddelerin (tütün, alkol, eroin vb.) uzun süreli kullanımlar sonucunda vücut dengesini bozmak gibi olumsuz özellikleri vardır. Madde bağımlılığıyla mücadele eden insanlarda özellikle de mücadelenin başlarında yoksunluk belirtileri görünmesi oldukça mümkündür. Titreme, terleme, mide bulantısı ve hatta şiddetli halsizlik gibi fiziksel belirtilerin yer aldığı semptomlar, bağımlı olduğu maddeye erişimini kesen ya da azaltan bireylerde ortaya çıkar ve genellikle maddeyi tekrar kullanma ihtiyacını artırır. Bu nedenle, bağımlılığın fiziksel boyutu, vücudun belirli bir maddeye uyum sağlaması ve o maddeye olan bağımlılığın yoksunluk semptomlarıyla ortaya çıkması olarak tanımlanabilir. 

Bu şekilde, bağımlılığın psikolojik ve fiziksel yönleri, kişinin hem zihinsel hem de bedensel olarak etkilendiğini gösterir. Tedavi sürecinde her iki boyutun da dikkate alınması oldukça önemlidir çünkü bağımlılığı ele alırken hem psikolojik destek hem de fiziksel iyileşme önemlidir. 

Bağımlılığın Gelişmesinde Önemli Etkenler 

Bireylerin bağımlılık geliştirmesinde önemli bazı etmenler vardır. Kişinin ruhsal özellikleri, genetik faktörler, çevresel etkenler, maddeye ulaşılabilirlik, aile yapısı, sosyal çevre ve kültürel faktörler gibi çeşitli nedenler, bağımlılığın gelişiminde etkili olan önemli faktörlerdendir. Kişinin ruhsal özelliklerinden bahsedilen kişinin duygusal durumu ve zihinsel sağlığıdır. Düşük özsaygı, stresle başa çıkabilme becerisinde zayıflık ve duygusal durumdaki dengesizlikler bağımlılık riskini arttırabilir.  

Aynı şekilde genetik faktörler de bağımlılık geliştirmede oldukça önemli bir etkendir. Genetik faktörlerin, ailesinde bağımlılık öyküsü bulunan bireylerde bağımlılık geliştirme riskini arttırdığı bilinmektedir. Bunun yanında bireyin sahip olduğu sosyal çevre (iş ortamı, okul ortamı vb.) ve sahip olduğu aile yapısı da bağımlılık geliştirmede önemli bir faktördür. Bağımlılığın gelişiminde etkili olan bu faktörler, bireylerin bağımlılık riskini belirlemede karmaşık bir rol oynaması bakımından önemlidir. Bağımlılıkla mücadelede, bu faktörlerin dikkate alınması ve uygun önlemlerin alınması önemlidir. Eğitim, destek ve erken müdahale, bağımlılıkla başa çıkmak için etkili stratejiler arasındadır. 

Bağımlılık Türleri 

-Madde Bağımlılığı (Alkol, eroin, kumar)  

Alkol, sigara, uyuşturucu gibi kimyasal maddelere olan bağımlılığı ifade eden madde bağımlılığı günümüzde karşılaşılan en yaygın bağımlılık türlerinden biridir. Bu bağımlılık türünde kişi maddeyi kullanmaya dair kontrolünü kaybeder ve kullanımıyla ilgili sağlık sorunları, ilişki problemleri veya bazı işlevsel bozukluklar gibi zararlı sonuçlarla yüzleşebilir. Madde bağımlılığının altında çocukluk döneminde yaşanan travmatik deneyimler, bireylerin psikolojik durumları ve sosyal çevresi, madde bağımlılığı riskini artırabilir. Ayrıca, madde kullanımına kolay erişim, sosyal kabul görme arzusu, stresle başa çıkma yolları eksikliği ve düşük özsaygı da bu tür bağımlılığın gelişiminde rol oynayabilir. Tedavi edilmediği takdirde, madde bağımlılığı ciddi sağlık sorunlarına ve sosyal problemlere yol açabilir. Bu nedenle, bağımlılıkla mücadelede erken teşhis ve uygun tedavi önemlidir. Bağımlılıkla ilgili bilinçlendirme çalışmaları ve destek hizmetleri de bu süreçte büyük önem taşır. 

Madde bağımlılığı tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektiren karmaşık bir süreçtir. Tedavi genellikle tıbbi, psikolojik ve sosyal destek unsurlarını içerir. İlk olarak, madde kullanımının fiziksel etkilerini hafifletmek ve yoksunluk semptomlarını yönetmek için tıbbi müdahaleler yapmak oldukça önemlidir. Daha sonra, bireyin psikolojik olarak bağımlılıkla başa çıkmasını sağlamak için bireysel terapi, grup terapisi veya aile terapisi gibi psikolojik destekler sunulur. Tedavi sürecinde, madde kullanımıyla ilişkili davranışları değiştirmek ve sağlıklı yaşam becerilerini geliştirmek için bilişsel davranışçı terapi, motivasyonel konuşma gibi terapötik yaklaşımlar da kullanılabilir. Ayrıca, madde kullanımıyla ilişkili sosyal sorunları ele almak ve topluma yeniden entegrasyonu desteklemek için sosyal hizmetler, meslek danışmanlığı gibi destekler de sağlanabilir. Tedavi süreci genellikle bireysel ihtiyaçlara ve bağımlılığın ciddiyetine bağlı olarak farklılık gösterir ve sürekli takip ve destek gerektirir. Bu tip bağımlılıklarda bilişsel terapiler ve davranışsal terapiler oldukça önemli yer tutar.  

Madde Bağımlılığında Psikolojik Tedavi 

Madde bağımlılığında klinik psikoloji alanında en yaygın kullanılan yaklaşımlardan biri olan BDT’nin öneminin altınının çizilmesinde fayda vardır. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), çeşitli sorunlu madde kullanımı vakalarının tedavisinde etkili bir yaklaşım olarak kabul edilir. BDT, bağımlılığın temelinde yatan düşünce kalıplarını ve davranışları değiştirme odaklı bir terapi yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, bireylerin madde kullanımıyla ilişkili uyumsuz davranışlarını tanımlamalarına ve fark etmelerine olanak sağlar. BDT teknikleri, kişilerin riskli durumları önceden tanımlamasını ve bu durumlarla başa çıkmak için alternatif stratejiler geliştirmesini sağlar. Tedavi sürecinde öğrenilen bu beceriler, nüksetmeyi önlemeye ve sağlıklı yaşam tarzı değişikliklerine uyumu artırmaya yardımcı olur. BDT’nin esnekliği, diğer terapi yöntemleriyle harmanlanarak kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturulmasına olanak tanır. Ayrıca, BDT yoluyla kazanılan becerilerin etkisi uzun vadeli olabilir ve bireylerin zihinsel veya fiziksel sağlık sorunlarıyla başa çıkmalarına da yardımcı olabilir. Bu nedenle, BDT, çeşitli madde bağımlılığı vakalarında etkili ve sürdürülebilir bir tedavi seçeneği olarak değerlendirilir. Bunun yanında yoksunluk belirtileri gösterme ihtimaline karşı olarak bilişsel terapi yanında davranışçı terapilerden destek almak da oldukça faydalı olacaktır. Çünkü davranışçı terapiler madde bağımlılıklarında ‘’aşerme dönemi’’ denilen yoksunluk belirtilerinin nüksettiği durumlarda bireylere başka davranışlar geliştirerek bu durumu sağlıklı bir şekilde atlatmalarında yardımcı olur.  

-İnternet, Sosyal Medya Bağımlılığı 

Günümüzde birçok insan aktif bir şekilde sosyal medya kullanmaktadır, hatta durum öyle bir hale gelmiştir ki artık herkes neredeyse sosyal medya kullanmak zorundadır. Görünür olmak için muhteşem bir yol olan sosyal medya platformu, birçok insan için mesleğe bile dönüşmüş vaziyettedir. Böyle bir dönemde bağımlılık ve fonksiyonel kullanım arasındaki sınırı çizmek kullanıcılar için oldukça zor olabilir ve bireyler farkında olmadan sosyal medya kullanımı bağımlılığına yakalanabilirler. Genellikle diğer bağımlılıklarla beraber görülen sosyal medya bağımlılığı, bireyin sosyal medya platformlarına aşırı ve kontrolsüz bir şekilde zaman ayırması, bu platformlarda geçirdiği sürenin normal yaşam aktivitelerini olumsuz yönde etkilemesi ve genellikle bu davranışın kişisel veya mesleki yaşamda sorunlara neden olması durumunu ifade eder. Bu bağımlılığın temelinde çeşitli faktörler yatar. 

Birincisi, sosyal medya platformlarının tasarımı ve işleme sistemi, kullanıcıları sürekli olarak platformlarda kalma ve içerik tüketme konusunda teşvik ederken beynin ödül sistemine etki eden dopaminin salgılanmasına da etki eder. Sosyal medyanın tasarım şekli basitçe insan beyninin ödül ve zevk mekanizmasını etki edecek şekilde tasarlanmıştır. Bir fotoğraf veya video paylaşımından sonra alınan beğeniler ve anlık etkileşimler vücudumuzda dopaminin salgılanmasına neden olurken bu durum kullanıcılarda bağımlılık gibi benzer davranışlar geliştirmesine neden olabilir. Bu durum bize sosyal medya kullanımının bağımlılık geliştirmek gibi benzer davranışlara yol açabilen biyolojik bir temeli olduğunu gösterir.  

Bir diğeri, sosyal medya bağımlılığının altında yatan psikolojik faktörlerdir. Bunlar arasında yalnızlık, düşük özsaygı, dikkat eksikliği, depresyon, anksiyete ve diğer ruh sağlığı sorunları yer alabilir. Sosyal medya, bu tür duygusal zorluklarla başa çıkmak için geliştirilmiş bir çeşit savunma mekanizma olarak veya bir kaçış veya dikkat dağıtıcı bir araç olarak karşımıza çıkabilir.  

Sosyal Medya, İnternet Bağımlılığında Psikolojik Tedavi 

Sosyal medya kullanımı bağımlılığının tedavisinde bireylere başa çıkma mekanizmaları konusunda yardımcı olmak önemlidir. Çünkü bu tip bağımlılıklarda bireyin bağımlılık geliştirme sebeplerinin başında olaylardan ve durumlardan kaçınma isteği gelmektedir. Her boş, üzgün veya suçlu hissettiğinde sosyal medyanın göz boyayan dünyasına kaçan bireyler, farkında olmadan bu platformları bir tür kaçış yerine dönüştürürler ve böylece bağımlılık geliştirirler. 

İnternet bağımlılığında BDT önemli bir yaklaşımdır. Bireylerin bağımlılık yaratan düşünce kalıplarının değiştirilmesinde önemli bir rol oynayacağından bağımlılıklarda Bilişsel Davranışçı Terapi ’den yararlanmak etkili bir yöntem olacaktır. 

Bağımlılıktan Kurtulmak  Bağımlılık, günümüzde hem fiziksel hem de psikolojik sağlık sorunlarına neden olan karmaşık bir durumdur. Madde bağımlılığı gibi kimyasal maddelere olan bağımlılıkla beraber, internet ve sosyal medya gibi dijital platformlara olan aşırı bağımlılık da giderek artan bir sorun haline gelmektedir. Bağımlılığın önlenmesi ve tedavisi, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Bilişsel Davranışçı Terapi gibi terapötik yaklaşımların yanı sıra, sosyal destek hizmetleri, tıbbi müdahaleler ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi çeşitli stratejilerin bir araya getirilmesi önemlidir. Bağımlılıkla mücadelede erken teşhis, etkili tedavi ve sürekli destek sağlanarak, bireylerin sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürmelerine katkıda bulunulabilir. Ayrıca, bağımlılıkla ilgili bilinçlendirme çalışmalarının ve destek hizmetlerinin güçlendirilmesi, toplumun bağımlılıkla mücadelesinde önemli bir rol oynar. Bağımlılığın, bireylerin ve toplumun genel refahını olumsuz yönde etkileyen bir sorun olduğu unutulmamalı ve bu sorunla etkili bir şekilde mücadele etmek için çaba sarf edilmelidir.

Sohbet'i Açın
💬 Bize Ulaşın!
Merhaba👋 Ben Uzman Klinik Psikolog İrem Oturaklıoğlu Kaya'nın Asistanıyım. Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?