Erteleme Davranışıyla Başa Çıkmak

Literatürde “Procrastination” olarak da geçen erteleme hastalığı; yapılması gereken işleri yeterli vakit olmasına rağmen sürekli erteleme, o işi yapmaktan kaçınma olarak tanımlanabilir.

ERTELEME DAVRANIŞININ ALTINDA YATAN ETMENLER NELERDİR?

  Günümüzde bir günün 24 saat olduğu herkesçe bilinen bir gerçek olmasına rağmen, birçok birey günlerin 24 saat gibi hissettirmediğinden dem vurur. Dijital ve hız çağında yaşamanın da bir getirisi olan ‘’zaman algısını kaybetme’’ durumu özellikle de metropol şehirlerde yaşayan bireyler için kaçınılmaz bir durumdur. Bu hız çağına ayak uydurmaya çalışırken oradan oraya koşarız. Bütün bu çabalar hep bir şeylere yetişmek uğrunadır fakat gün sonunda fark ederiz ki bir şeyleri yakalama telaşında zaman algımızı kaçırmışız. İşte bahsettiğim bu zamanın akışından kopma hali de birçokları için başa bela olan erteleme davranışının ana sebeplerinden biridir.

Anda kalabilmenin öneminden herkesçe bahsedilir. Zira sürekli olarak geçmişte veya gelecekte yaşama fikri anda kalmamıza, yani yaşadığımız andan kopmamıza neden olur. Anın önemini unutmuş birey, zamanının çok olduğunu düşünüp yapması gereken işleri, sorumlulukları erteleyebilir. Bu durumun sürekli hale gelişi, bireylerin sorumluluklarını sürekli erteleyişi onun hayatını bir yerde çıkmaza sokabilir. Erteleme davranışı ertelemeyi getirir ve bu bir döngü gibi siz izin verirseniz sonsuza kadar gider. Fakat anın kıymetini bilen ve zamanını etkili bir şekilde yöneten bireyler için bu döngüyü kırmak mümkündür. Anın değerini kavramak, o anı yaşamak ve gerektiği gibi hareket etmek, erteleme davranışını azaltabilir veya ortadan kaldırabilir.

Bunun haricinde erteleme davranışının altında yatan birçok psikolojik etmen vardır. Daha çok katı, talepkâr ve eleştirel ebeveynlere sahip bireylerde görülen mükemmeliyetçilik algısı ve başarısız olma kaygısı bireylerde yoğun motivasyonel eksikliğine ve strese neden olur. Bu duygularla baş edemeyen birey çözümü kendince bahaneler üreterek öteler ve o an için yoğun duygulardan kurtulmuş olur. Fakat bu kısa yol uzun vadede bizi daha büyük sorunların kucağına atabileceğinden erteleme davranışını alışkanlık haline getirmeden hayatımızdan kesmemiz gerekir.

Bazı durumlarda da motivasyon eksikliği erteleme davranışına neden olur. Bir görevi başlatmak ve sürdürmek için önemli olan motivasyon kavramı, eksikliği yaşandığında kişiyi o görevi yapmaktan caydırabilir. Bu tip durumlar için kişi kendini motive edici stratejiler belirleyebilir. Ayrıca, hedeflerini belirleyerek ve kendisine küçük ödüller koymak da motivasyonu artırabilir.

Son olarak erteleme davranışının altında yatan bir diğer etmen de hepimizde olan ödül mekanizmasıdır. Beynimize tabiri caizse kodlanmış olan bu mekanizma, bizi iyi hissettiren şeyleri yapmaya meyilli olmamıza neden olur. Başarısız olma kaygısı yaşadığımız görevi bu yüzden erteleriz ve bizi daha mutlu eden aktivitelere yöneliriz. Buna okula gitmek istemeyen bir öğrenciyi örnek verebiliriz. Sabah kalktığında kendine çok yerinde bahaneler bularak okula gitmeyen öğrenci, ilk başta derin bir rahatlama hisseder. Günün ilerleyen saatlerindeyse derslerinden geri kalabileceği endişesine kapılır. Fakat ertesi sabah okul için uyandığında beyni dün yaşadığı o kısa süreli rahatlamayı anımsar ve o hazzı tekrar yaşamak ister. Burada doğru olanı yapmak zordur fakat unutmayın ki döngüyü bozmak sizin elinizdedir.

ERTELEME HASTALIĞINDAN NASIL KURTULABİLİRİM?

Erteleme davranışıyla baş etmenin birçok yolu vardır. Burada ‘’disiplin’’ kavramının önemini vurgulamak gerekir. Genellikle bir göreve başlamadan önce yeterli motivasyonu toplamak için bekleriz. Fakat içten içe o motivasyonun gelmeyeceğini de biliriz. Böyle durumlarda beynimiz harika bahaneler üretme konusunda uzmanlaşır ve bir süre sonra birey kendi ürettiği bahaneleri artık bahane olarak görmemeye başlar. Yani erteleme davranışını kafasında meşrulaştırır. İşte bu döngünün halkalarını kırmak disiplin gerektirir. Disiplini sağlamak ilk başta zor gelebilir ve bizi yorabilir fakat uzun vadede altında kaldığımız yüklerden bizi kurtarır ve daha dinç hissetmemize yardımcı olur.

Daha ulaşılabilir hedefler koymak her zaman bize daha fazla alan açar. Erteleme davranışının özellikle mükemmeliyetçi bireylerde gözlemlendiğinden bahsetmiştik. Bu bireyler her alanda kendilerine yüksek standartlar ve hedefler belirler. Bu yüksek hedeflere ulaşmak onları hem fiziken hem de ruhen yorabilir. Böyle bir durumda birey kendini ister istemez görevlerini ertelerken bulur. Zaman zaman kendinize vakit ayırarak yorulup yorulmadığınızı düşünebilirsiniz. Yorulduğunuz dönemlerde kendinize alışık olduğunuzdan daha düşük hedefler koymak sizi başarısız yapmaz. Herkes yorulabilir ve yorulan herkesin biraz dinlenmeye ihtiyacı vardır. Ayrıca böyle zamanlarda öz şefkatinizin yardımına ihtiyacınız olabileceğini de unutmayın.  

Bazen erteleme davranışının altında daha derin psikolojik etmenler yatar. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, yoğun stres- anksiyete veya depresyon bunlardan biri olabilir. Bu durumlarda bir uzman tarafından yardım almak sizin için en etkili ve kolay yöntem olacaktır. Terapi, danışmanlık ve psikoterapi gibi uzman desteği, bu sorunlarla başa çıkma becerilerini geliştirmeye ve sağlıklı düşünme alışkanlıklarını teşvik etmeye yardımcı olabilir.

Sohbet'i Açın
💬 Bize Ulaşın!
Merhaba👋 Ben Uzman Klinik Psikolog İrem Oturaklıoğlu Kaya'nın Asistanıyım. Size Nasıl Yardımcı Olabilirim?